Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” bölümünde ve 89. Maddede düzenlenmiştir. Taksirle yaralama suçu, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı neticesinde, mağdurun vücuduna acı verme, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulması gibi sonuçları olan bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kanun koyucu, TCK Madde 89/1’de bu suçun failinin tanımını taksirle bir başkasının vücuduna acı vermesi veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi olarak yapmıştır. Taksirle yaralama suçu ile ilgili olarak kimi zaman halk arasında “taksirle adam yaralama” ifadesi kullanılmaya devam edilmektedir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Taksirle yaralama suçunda görevli mahkeme ASLİYE CEZA mahkemeleridir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?

Suçun TCK madde 89/1’de ifade edilen temel şeklinin cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Bununla birlikte maddenin devam fıkralarında ifade edilen nitelikli hallerinde verilecek olan cezalar farklılık göstermektedir. Aşağıda detaylı olarak izah edilecek olan nitelikli hallerden, TCK madde 89/2 kapsamına giren taksirle yaralama suçunda ceza TCK madde 89/1’deki cezanın yarısı oranında, TCK madde 89/3 kapsamına giren taksirle yaralama suçunda ise bir katı oranında arttırılacaktır.  TCK madde 89/4 kapsamındaki taksirle yaralama suçundaysa verilecek ceza 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?

Taksirle yaralama suçunun nitelikli halleri, TCK madde 89/2-3-4’de ifade edilmiştir. Buna göre taksirle yaralama fiili neticesinde mağdurun; duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, vücudunda kemik kırılmasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, mağdurun gebe bir kadın olduğu durumda çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa, TCK 89/1’e göre belirlenen ceza yarısı oranında arttırılacaktır. (TCK Madde 89/2-a,b,c,d,e,f)

Fiil neticesinde mağdurun; iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, yüzünün sürekli değişikliğine, mağdurun gebe bir kadın olduğu durumda çocuğunun düşmesine neden olmuşsa, TCK 89/1’e göre belirlenen ceza, bir kat oranında artırılacaktır. (TCK Madde 89/3-a,b,c,d,e,f)

Taksirle yaralama fiili neticesinde birden fazla kişinin yaralanmasına neden olunması halinde ise verilecek ceza altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olacaktır. (TCK Madde 89/4)

Taksirle yaralama fiilinin nitelikli halleri son derece çeşitlidir. Bu nitelikli hallerden bir kısmı kanunun dilinden anlaşılır olsa da bir kısmını örneklerle açıklamak faydalı olacaktır.

–           Duyu ve organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması ifadesinden, merkezi sinir sisteminin işlevinde meydana gelen kalıcı zayıflıklar, işitme, görme, dokunma, tatma duyularındaki ve el, kol, ayak, bacak, kalça gibi uzuvlarda oluşacak his kayıplarını anlamak gerekmektedir. Yargıtay bir kararında ağızdaki bir dişin kaybını, organ işlevinin sürekli zayıflaması olarak kabul etmiştir.

–           Vücutta kemik kırılması hükmünden eklem çıkıkları ve kemik çatlamalarını da anlamak gerekmektedir.

–           Konuşmada sürekli zorluk hükmü, konuşma yeteneğinin olay öncesine göre açık ve anlaşılır bir şekilde değişmesi, zorlaşması halinde uygulama alanı bulacaktır.

–           Yüzde sabit iz hükmündeki yüz ifadesinden, boyun ve kulaklar dahil olmak üzere başın ön kısmı anlaşılmaktadır. Burada bahsedilen sabit iz neticesinde mağdurun yüzü değişmemiş yalnızca fiil neticesinde yüzünün yapısını değiştirmeyen bir iz ortaya çıkmıştır. Kaş, dudak yarılmaları neticesinde yüzde kalan iz bu hükme örnek olarak verilebilir.

–           Mağdurun yaşamını tehlikeye sokma hükmünden, fiil sebebiyle mağdurun kısa süreli de olsa kayda değer bir ölüm neticesinin gerçekleşme ihtimalinin ortaya çıkması anlaşılmaktadır.

–           Mağdurun iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanması hükmünden, fiil sonucu disk kayması, kalp yetmezliği, kısmi felç gibi hastalıklar anlaşılmaktadır. İyileşme imkanının bulunup bulunmadığı, suçun işlendiği zamanki tıbbi imkanlara göre değerlendirilmektedir.

–           Yüzde sürekli değişiklik hükmünden, fiil öncesi olan yüzün biçimi tamamen kaybolmasa ve itici bir durum ortaya çıkmasa bile, dengesinin anlaşılır ve sürekli şekilde bozulması anlaşılmalıdır. Bir gözün çıkması, kulak kepçesinin alınması gibi durumlar yüzde sürekli değişikliğe örnek olarak gösterilebilir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNDA UZLAŞTIRMA,  ŞİKAYET VE ZAMANAŞIMI DÜZENLEMELERİ NASILDIR?

UZLAŞTIRMA         : Uzlaştırma, fail ile mağdurun, soruşturma veya kovuşturma aşamasında, bir uzlaştırmacının yardımından faydalanarak, hukuka uygun bir edim karşılığında veya herhangi bir edim olmaksızın anlaşmasıdır. Taksirle yaralama suçunun TCK madde 89/1’de düzenlenen temel şekli ve bilinçli taksir hali olmamak kaydıyla TCK madde 89/2-3-4 maddelerindeki nitelikli halleri uzlaştırma kapsamındadır,diğer hallerde ise uzlaştırma prosedürü uygulanmayacaktır.

ŞİKAYET                  : TCK madde 89/1 ve bilinçli taksir hali olmamak kaydıyla TCK madde 89/2-3-4 maddelerindeki nitelikli haller 6 aylık şikayet süresi kapsamında şikayete tabidir. TCK madde 89/2-3-4 maddelerindeki nitelikli haller kapsamında gerçekleşen taksirle yaralama suçları ise şikayete tabi değildir, yargı makamlarının suçu haber almaları halinde re’sen soruşturma ve kovuşturma yürütmeleri gerekmektedir.

ZAMANAŞIMI         : Taksirle yaralama suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNU OLUŞTURACAK ÖRNEKLER NELERDİR?

Taksirle yaralama suçuna birçok örnek verilebilir. Trafik kazaları, sağlık personeli hata ve ihmalleri, iş kazaları, idarenin kusurlu davranışları (örneğin belediyeye ait kayak pistinde önlem alınmaması sonucu yaralanmaya sebep olma), düğünlerde, kutlamalarda, asker uğurlamalarında havaya ateş edilmesi sonucu yaralanmaya sebep olma gibi olaylar genel olarak taksirle yaralama suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Tüm bu kusurlu davranışlar sebebiyle mağdurların, hem faile hem de olayın özelliğine göre diğer sorumlulara karşı tazminat davası açma hakkı da bulunmaktadır.

BASİT TAKSİRLE – BİLİNÇLİ TAKSİRLE YARALAMA AYRIMI NASIL YAPILIR?

Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki fark “istemek” ve “öngörmek” kavramları ile açıklanabilir. Fail suçu öngöremeyecek durumda ve suç sonucu oluşacak durumu istemiyor haldeyse basit taksir, suç sonucu oluşacak durumu istemiyor olmasına rağmen suç işleyebileceğini öngörebilecek durumda ise bilinçli taksir durumu ortaya çıkacaktır.

Örneğin bir kamyon şoförünün, aşırı yük taşıdığı ve gerekli önlemleri almadan trafiğe çıktığı bir olayda, yük eşyalarından birinin düşmesi sonucu arkadan gelen aracın savrulması neticesinde bir yaralanma gerçekleşmesi durumunda, her ne kadar kamyon şoförünün arkadan gelen araçtaki kişinin yaralanmasını istemediği ortadaysa da gerekli önlemleri almadığı ve kurallara uymadığı için bilinçli taksirle öldürme suçundan yargılanacaktır.

Ancak her davada bu detaylar en ince ayrıntısına kadar araştırılmalı, failin asli kusurlu mu tali kusurlu mu olduğu denetime elverişli raporlar ile ortaya konulmalı, yaralanmaya sebep olan fiilin meydana geldiği alanda gerekli keşif ve bilirkişi incelemeleri yapılmalı, varsa görgü tanıkları dinlenmeli ve bu verilere göre sonuca gidilmelidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2009/9-189 Esas 2009/220 Karar sayılı kararında, basit ve bilinçli taksir ayrımı şöyle ifade edilmiştir.

“Öğretide ve uygulamada taksirin unsurları;

1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,

2- Hareketin iradiliği,

3- Neticenin iradi olmaması,

4- Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması,

5- Neticenin öngörülebilir olmasına rağmen öngörülememiş olması, şeklinde kabul edilmektedir.

Bilinçli taksir ise 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinde, “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” olarak tanımlanmıştır. Taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayıncı ölçüt, taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.

Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.”

BİLİNÇLİ TAKSİR veya OLASI KAST İLE YARALAMA AYRIMI NASIL YAPILIR?

Yukarıda açıklandığı gibi bilinçli taksirde fail eylemin sonucunda yaralanma olabileceğini öngörmekte fakat bu sonucu istememektedir. Olası kast durumunda ise fail tarafından hem eylemin sonucu öngörülebilmekte hem de özel ve doğrudan bir istek olmamasına rağmen eylem sonucunda bir kişinin yaralanması fail tarafından umursanmamaktadır. Fail, eylem sonucunda ortaya yaralanma sonucunun çıkması veya çıkmaması durumunu “olursa olsun” düşüncesiyle değerlendirmektedir.

Yukarıda verdiğimiz kamyon şoförü örneğini olası kasta uyarlarsak; şoförün alkollü bir şekilde trafiğe çıkması, dar bir sokakta oynayan çocukları görmesine rağmen süratini düşürmemesi ve ortaya çıkan fiil sonucu çocuklardan birinin yaralanması durumunda artık olası kasttan söz etmemiz hatta kamyon şoförünün çocukların yaralanması durumuna ilişkin özel (doğrudan) bir kastının olup olmadığını araştırmamız gerekmektedir.

Dolayısıyla failin umursamama halinin ve “olursa olsun” düşüncesinin olduğu durumlarda bilinçli taksirden değil olası kasttan bahsedilmesi gerekmektedir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

BİLİNÇLİ TAKSİRLE YARALAMA

YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ 2019/16999 Esas 2020/783 Karar

Olay günü sanığın kasten darp ettiği katılanı, TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında yaralaması sonucunda gerçekleşen ağır ve başka netice (myokard infarktüsü/kalp krizi sonucu yaşamın tehlikeye girmesi) bakımından kasten hareket ettiğinden söz etmenin mümkün bulunmadığı, ancak müştekinin yaşı da gözetildiğinde kalp krizi geçirebileceğinin objektif olarak öngörebildiği halde, sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak kasten vurması sonucu, buna bağlı ve buna özgü olarak beklenen tehlikenin değil ve fakat daha farklı, daha ağır ve daha başka bir sonuç doğuran olayla ilgili en azından taksirle hareket ettiği kabul edilerek, katılandaki kalp rahatsızlığının sanık tarafından önceden bilindiği de savunmalarından anlaşılmasına göre, TCK’nın 23/1. maddesi yollamasıyla bilinçli taksirle yaralamadan TCK’nın 89/1-2, 22/3. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, BOZULMASINA…

TAKSİRLE YARALAMA SONUCU DUYU VE ORGANLARINDAN BİRİNİN SÜREKLİ İŞLEVİNİ YİTİRMESİ

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2016/10351 Esas 2018/5509 Karar

Sanığın tali kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu katılan … hakkında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 03.07.2012 tarihli rapora göre katılanın beyin hasarına bağlı % 70 özürlü kaldığının bildirilmesi karşısında, katılanın yaralanmasının iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, duyu ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine veya sürekli zayıflamasına neden olup olmadığına yönelik rapor aldırılmadan, bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, BOZULMASINA…

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2017/8751 Esas 2019/5605 Karar

Adli Tıp Kurumu Bursa Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş raporda sol el 3. parmağın distal intalfalangeal eklemden, 2. parmağın distal falanks orta kısımdan kopan katılanın yaralanmasının duyularından ve organlarından birinde işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olma hususunda ise olay tarihinden itibaren en az 12 ay sonra yeniden yaptırılacak son durumunu belirtir ortopedi ve fizik tedavi konsültasyonları ile birlikte muayenesi için gönderilmesi gerektiğinin bildirilmesine rağmen katılan hakkında kati rapor düzenlettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, BOZULMASINA…

MAĞDURUN YAŞAMINI TEHLİKEYE SOKACAK ŞEKİLDE TAKSİRLE YARALAMA

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2016/12540 Esas 2018/8342 Karar

Sanık …’a ait iş yerinde diğer sanık … tarafından mazot deposuna kaynak işlemi yapılırken deponun patmasıyla meydana gelen iş kazası neticesinde, katılanın Adana Adli Tıp Kurumu’nun 23/12/2013 tarihli raporuna göre, yaşamını tehlikeye sokacak ve yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaralandığı, söz konusu raporda duyuları veya organlarından birisinin zayıflaması veya yitirilmesine neden olup olmadığının belirlenmesi açısından plastik cerrahi tarafından muayene edilerek, yanık skarlarının eklem fonksiyon kayıplarına neden olup olmadığı, sıfır eksenine göre fonksiyon kısıtlılıklarının tespit edilmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine alınan Hatay Antakya Devlet Hastanesi’nin 21/06/2014 tarihli raporu ile de yanık skarlarının eklem bölgelerinde eklem hareket kısıtlılığına neden olmadığının tespit edildiği dikkate alındığında, katılanın yaralanmasının TCK’nın 89/2-d-e. maddesi kapsamında kaldığı anlaşıldığından, mahkemece katılanın yaralanmasının yüzünde sürekli değişikliğe sebebiyet verdiği kabul edilerek TCK’nın 89/3-d. maddesi uyarınca cezasında bir kat artırım yapılarak hüküm kurulması, BOZULMASINA…

TRAFİK KAZASI SONUCU TAKSİRLE YARALAMA-ŞİKAYET-TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2019/12726 Esas 2019/11000 Karar

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas, 2016/3289 karar sayılı ilâmında “… Türk Ceza Kanununun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanun’da öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın taksirle yaralama suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1, 22/3, 62. ve 52. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına da karar verildiğinin anlaşılması karşısında, aynı eylem nedeniyle ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkûmiyet kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinde, BOZULMASINA…

İŞ KAZASI SONUCU TAKSİRLE YARALANMA – TAKSİRLE YARALAMADA ŞİKAYET SÜRESİ

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2019/2670 Esas 2019/8874 Karar

Müşteki H.’in, 06/01/2017 tarihinde şüphelilerden Memduh’un sahibi olduğu şekerleme fabrikasında işçi olarak çalıştığı esnada elini paketleme makinasına kaptırarak üçüncü dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olaya ilişkin 20/11/2017 tarihinde şikayetçi olduğu, meydana gelen yaralanmanın niteliği göz önünde bulundurulduğunda, işlendiği iddia olunan ve TCK’nın 89. maddesinde düzenlenmiş taksirle yaralama ilişkin şikayet süresinin altı ay olduğu, müştekinin şikayetinin belirtilen altı aylık süreden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/02/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile anılan karara ilişkin itirazın reddine dair Konya 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28/03/2018 tarih ve 2018/1792 Değişik İş sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Av. Arb. Onur GÜNEŞ

Detaylı bilgi ve sorularınız için iletişime geçiniz.