KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde ve 109. maddesinde düzenlenmiştir. Halk arasında bu suça “adam kaçırma”, “adam kaçırma ve alıkoyma”, “insan kaçırma” gibi isimler verilmektedir. Ayrıca eski TCK döneminde bu suça “hürriyeti tahdit” ismi verilmekteydi.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ASLİYE CEZA mahkemelerinin görev alanına girmektedir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU NEDİR? (TCK Madde 109)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak zorunda bırakılması neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bu suçla korunan hukuki yarar kişilerin hürriyeti; yani bir yerden bir yere gitme veya bir yerde kalma haklarıdır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, fail tarafından gerçekleştirilen eylemin hukuka uygun olup olmadığıdır. Örneğin hukuka uygun bir karar ile yetkili kolluk görevlisi tarafından yapılan gözaltı işlemi bu suçu oluşturmayacaktır. Yine hukuka uygun bir şekilde alınmış olan sokağa çıkma yasağı kararlarında da bu suçtan bahsedilemeyecektir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma süresinin uzun veya kısa olmasının bir önemi yoktur. Fakat fail tarafından gerçekleştirilen eylem belli bir önem derecesine sahip olmalıdır. Örneğin bir kişiyi anlık olarak kolundan tutup durdurmak bu suçu oluşturmayacaktır. Fail tarafından gerçekleştirilen eylemin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturup oluşturmayacağı her somut olayda mahkeme tarafından değerlendirilmelidir.

Suç, ihmali hareket ile de işlenebilir. Örneğin fail yanlışlıkla kapıyı üzerine kilitlediği mağduru, durumu fark etmesine rağmen serbest bırakmak için gerekli çabayı sarf etmediyse kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır.

Suç, birçok şekilde işlenebilir. Kapı kilitli olmasa bile fail tarafından kapıya elektrik verildiyse ve mağdur bu suretle dışarı çıkamıyorsa, fail tarafından yurt dışına çıkmak üzere olan mağdurun pasaportuna el konulduysa, mağdur fail tarafından narkoz verilerek bayıltıldıysa, bu suç oluşacaktır. Kişinin hareket serbestisini engelleyici hukuka aykırı her fiil bu suçu oluşturmaya elverişlidir.

Suçun faili ve mağduru her yaş ve cinsiyetten gerçek kişi olabilir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN TEMEL ŞEKLİNDE VERİLECEK CEZA NEDİR?

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli TCK madde 109/1’de ifade edilmiştir. Buna göre bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ ve CEZALARI NELERDİR? (TCK Madde 109/2-3-4-5)

Türk Ceza Kanunu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun nitelikli hallerini birden fazla fıkrada düzenlemiştir. Buna göre suçun cebir, tehdit veya hile ile (TCK m. 109/2), silahla (TCK m. 109/3-a), birden fazla kişi tarafından birlikte (TCK m. 109/3-b), kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle (TCK m. 109/3-c), kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle (TCK m. 109/3-d), üstsoy, altsoy veya eşe karşı (TCK m. 109/3-e), çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı (TCK m. 109/3-f) işlenmesi halleri ile bu suçun, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması hali (TCK m. 109/4) ile suçun cinsel amaçla işlenmesi halleri (TCK m. 109/5), nitelikli haller olarak kabul edilmiştir.

Yukarıda sayılan nitelikli hallerden suçun;

  • Cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi halinde fail hakkında 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.
  • Üçüncü fıkradaki nitelikli haller çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza, 1 ve 2. fıkralara göre belirlenecek cezanın bir kat arttırılmış hali olacaktır.
  • Mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde hapis cezasına ek olarak ayrıca bin güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır.
  • Cinsel bir amaçla işlenmesi halinde ise önceki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN CEBİR, TEHDİT VEYA HİLE İLE İŞLENMESİ (TCK madde 109/2)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu çoğunlukla cebir, tehdit veya hile kullanılarak gerçekleştirilir. Fakat suçun işlenmesi için bu bir zorunluluk değildir. Örneğin bir kişi odanın içerisindeyken odanın kapısının dışarıdan kilitlenmesi suretiyle, kişinin dışarı çıkmasının engellenmesi durumunda, cebir, tehdit veya hileden bahsedilemez.

Cebir, bir tür maddi zor kullanmadır. Tehdit, kendisi veya yakınları üzerinde ileride gerçekleştirilecek bir kötülüğünü mağdura bildirilmesidir. Hile ise bir kimsenin kasten yanıltılmasıdır.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun bu yollarla işlenmesi durumunda nitelikli hal oluşacak ve faile daha fazla ceza verilecektir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN SİLAHLA İŞLENMESİ (TCK Madde 109/3-a)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun silahla işlenmesi nitelikli hal olarak sayılmıştır. Silah ifadesi, TCK madde 6’da detaylı olarak tanımlanmıştır. Buna göre sadece ilk akla gelen tabanca veya bıçak gibi öldürücü silahlar değil, sopa, demir çubuk veya objektif olarak silah olarak kullanılabilecek her türlü alet, silah olarak değerlendirilmelidir. Silahın mutlaka olay sırasında çıkartılmış veya mağdura, yakınına doğrultulmuş olması gerekmez, teşhir edilmesi de yeterlidir.

Silahın oyuncak olması, bozuk olması, içinde kurşun olmaması önemli değildir. Bu gibi durumlarda da bu nitelikli hal oluşacaktır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN BİRDEN FAZLA KİŞİ TARAFINDAN BİRLİKTE İŞLENMESİ (TCK Madde 109/3-b)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde mağdurun korku ve panik hali artacağı gibi kendisini savunma imkanı da azalabilir. Kanun koyucu bu durumu dikkate alarak, suçun en az iki kişi tarafından birlikte işlenmesi halini nitelikli hal olarak kabul etmiştir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN KİŞİNİN YERİNE GETİRDİĞİ KAMU GÖREVİ NEDENİYLE İŞLENMESİ (TCK Madde 109/3-c)

Kişinin yerine getirdiği kamu görevi sebebiyle suçun işlenmesi nitelikli hal kabul edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi değil, kamu görevlisinin görevinden kaynaklı olarak işlenmesidir. Dolayısıyla bu suçun mağdurunun kamu görevlisi olması, suçun doğrudan nitelikli hali ile yargılama yapılmasını gerektirmez.

Suça konu fiil ile mağdurun kamu görevi arasında bir ilişki (illiyet bağı) olması gerekir. Örneğin bir fail tarafından, verdiği kararı beğenmediği için bir hakimin alıkonulması halinde bu nitelikli hal oluşacaktır. Ancak fail, mağdurun hakim olduğunu bilse bile örneğin bir trafik tartışması sebebiyle suçu işlediğinde, suçun temel şekli oluşacaktır.

Kamu görevlisinin görevi sebebiyle, bir yakınının hürriyetinden yoksun kılınması durumunda da bu nitelikli hal oluşacaktır. Aynı örnek üzerinden gidersek, hakimin kararını beğenmeyen failin, hakimin oğlunu alıkoyması durumunda da verilecek ceza nitelikli hal kapsamında olacaktır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN KAMU GÖREVİNİN SAĞLADIĞI NÜFUZ KÖTÜYE KULLANILMAK SURETİYLE İŞLENMESİ    (TCK Madde 109/3-d)

Nüfuz; otorite kurma, söz geçirme gücüdür. Kamu görevlisinin kendisine verilen yetkiyi, otorite kurma ve söz geçirme gücünü kötüye kullanmak suretiyle bu suçu işlemesi halinde bu nitelikli hal oluşacaktır. Örneğin bir polis memuru, trafikte tartıştığı mağdura herhangi bir suç işlemediği halde kelepçe takar ve polis arabasında bekletmek suretiyle hürriyetinden yoksun kılarsa kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmış ve bu itibarla suçu işlemiş olacaktır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN ÜSTSOY, ALTSOY VEYA EŞE KARŞI İŞLENMESİ (TCK Madde 109/3-e)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun üstsoy, altsoy ve eşe karşı işlenmesi halinde verilecek ceza artmaktadır. Zira failin, bu tip bir ilişki içerisinde olduğu mağdura karşı suçu işlemesi daha kolaydır. Ayrıca ülkemizde akrabalar arasında bu suçun işlenmesi son derece yaygındır. Bu durumu gözeten kanun koyucu suçun, üstsoy, altsoy ve eşe karşı işlenmesini nitelikli hal kapsamında değerlendirmiştir.

Üstsoy kişinin kendisinden önce doğan anne, baba, büyükanne, büyükbaba yönünde dikey olan yakınlarını, altsoy ise çocuk, torun yönünde dikey olan yakınlarını ifade eder. Kanunun eş olarak kabul ettiği kişi ise resmi nikahlı eştir. Boşanma davasının varlığı veya karar verilmiş olması, kararın kesinleşmiş olmaması halinde eş sıfatını sona erdirmez. Dini nikahla birlikte yaşama durumunda ise bu hüküm uygulanmayacaktır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN ÇOCUĞA YA DA BEDEN VEYA RUH BAKIMINDAN KENDİNİ SAVUNAMAYACAK KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ (TCK Madde 109/3-f)

Tam ve sağ olarak doğmuş ve 18 yaşını doldurmamış herkes çocuktur. Aşırı yaşlılık, kendini savunamamaya sebebiyet veren uzuv kaybı, engel, ruhsal bir hastalık, alkol, uyuşturucu, narkoz gibi sebeplerle hareket edememe durumları beden veya ruh bakımından kendini savunamama halleridir.

Bu kişiler kendilerini koruma konusunda acziyet halinde olabilirler. Kanun koyucu bu sebeple bu kişilere karşı işlenecek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu nitelikli hal kapsamında değerlendirmiştir.

SUÇUN MAĞDURUN EKONOMİK BAKIMDAN ÖNEMLİ BİR KAYBINA NEDEN OLMASI (TCK Madde 109/4)

Kişinin hürriyetinden yoksun kılınması neticesinde, mağdurun önemli bir ekonomik kaybı ortaya çıkarsa, hapis cezasıyla birlikte ayrıca bin güne kadar adli para cezasına hükmedilecektir. Ekonomik bakımdan önemli bir kayıp durumu, her somut olayda ayrıca tartışılmalı ve mağdurun ekonomik durumu ve kaybın niceliği deliller ile ortaya konarak hüküm verme yoluna gidilmelidir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN CİNSEL AMAÇLA İŞLENMESİ (TCK Madde 109/5)

Kişinin cinsel arzu tatmini amacıyla hürriyetinden yoksun kılınması halinde verilecek ceza arttırılacaktır. Örneğin failin bir kadın mağduru, cinsel bir amaç doğrultusunda kaçırarak evine kilitlemesi halinde bu suç ortaya çıkacaktır veya yine cinsel bir amaç doğrultusunda mağdurun kolundan tutarak bir yere sürüklenmeye çalışılması halinde de suçun cinsel amaçla işlendiği kabul edilecektir.

Fail tarafından mağdura karşı bu suç ile birlikte, cinsel saldırı, cinsel istismar, cinsel taciz suçlarının işlenmesi durumunda bu suçlardan ayrıca ceza verilecektir.

TCK madde 104, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, 15 yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunmayı şikayete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir. Ancak suçun bu nitelikli halinin oluşması bakımından, 15 yaşını bitirmiş çocuğun rızası suç vasfının tayininde mahkeme tarafından değerlendirilmelidir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cinsel amaçla işlenmesi halinde 15 yaşından küçük mağdurun rızası dikkate alınmaz.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesi amacıyla veya işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçundan da ceza verilecektir. Örneğin failin mağduru kaçırması sırasında mağdura şiddet uygulaması ve mağdurun görme yetisini kaybetmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçundan da ceza verilecektir. (TCK Madde 109/6)

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleyen fail, bu suç nedeniyle herhangi bir soruşturma başlamadan, mağdurun şahsına bir zarar vermeden, mağduru güvenli bir yerde serbest bırakırsa etkin pişmanlık hükümleri devreye girecek ve faile verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilecektir. (TCK Madde 110)

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA UZLAŞTIRMA, ŞİKAYET VE ZAMANAŞIMI DÜZENLEMELERİ NASILDIR?

UZLAŞTIRMA         : Uzlaştırma, fail ile mağdurun, soruşturma veya kovuşturma aşamasında, bir uzlaştırmacının yardımından faydalanarak, hukuka uygun bir edim karşılığında veya herhangi bir edim olmaksızın anlaşmasıdır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaştırmacılık prosedürüne tabi değildir.

ŞİKAYET                  : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete tabi değildir. Yargı makamlarının suçu haber almaları halinde re’sen soruşturma ve kovuşturma yürütmeleri gerekmektedir.

ZAMANAŞIMI         : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şeklinin dava zamanaşımı süresi 8, nitelikli hallerinin ise dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA – SUÇUN İŞLENMESİNDE HAKSIZ TAHRİK

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2015/14-203 Esas 2016/2 Karar

Her ne kadar katılanın sanık …’a borcunu ödememesinin haksız tahrik oluşturabileceği söylenebilir ise de; ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaatlerde bulunulması, borcun istenmesi sırasında alaya alma, hakaret etme gibi davranışların haksız tahriki oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün olmakla birlikte, salt borcu ödeyememenin haksız tahrik oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün değildir. Borcuna karşılık senet veren, borcu inkar etmeyen, ekonomik sıkıntıları sebebiyle ödeyemediğini ancak ödemek istediğini söyleyen katılanın sanığa yönelik tahrik oluşturabilecek başkaca bir davranışının bulunmadığı anlaşıldığından sanık Yakıp yönünden de haksız tahrik hükümlerinin uygulanma şartları gerçekleşmemiştir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA ÇOCUĞUN RIZASININ HUKUKEN GEÇERSİZ OLUŞU

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2014/14-389 Esas 2014/413 Karar

Suça sürüklenen çocuk hakkında görülen dava kişi hürriyetini yoksun kılma suçuna ilişkindir. Sanığın uzunca bir süredir duygusal arkadaşlık yaptığı 15 yaşından küçük mağdureyi kendi rızası dahilinde önce ablasının evinde bir gün, sonra bir tanıdığının evinde de iki gece alıkoymak eyleminde, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleşmiş olsa bu eylem TCK’nın 109/1, 109/3-f, 109/5. maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece mağdurenin sanıkla gönüllü olarak kaçması, sanığın mağdureye yönelik hukuka aykırı herhangi bir eyleminin olmaması gerekçeleriyle eylemin çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasına karar verilmesi isabetli değildir.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU – ETKİN PİŞMANLIK

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2009/10047 Esas 2009/5306 Karar

Sanıkların, soruşturmaya başlanmasından önce mağdurun şahsına zarar vermeden kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakmış olmaları dikkate alınarak etkin pişmanlığı düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinin uygulanma olasılığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi…

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU – FİİLİN SÜRESİ

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2015/17172 Esas 2015/23326 Karar

Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm kurulmuştur. Sanığın, cinsel amaçla katılanın peşinden gittiği ve katılanın bağırmaya başlaması üzerine katılanın ağzını kapattığı, bu sırada katılanın yere düşmesi ile sanığın katılanın direncini kırmaya yönelik olarak yerden kaldırarak dere yatağına doğru fırlatması şeklinde gelişen olayda, olayın oluş şekli ve geçen sürenin kısa olması nazara alındığında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşmadığı gözetilmelidir.

Av. Arb. Onur GÜNEŞ

Detaylı bilgi ve sorularınız için iletişime geçiniz.