HIRSIZLIK SUÇU HANGİ MEVZUATTA DÜZENLENMİŞTİR?

Hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. TCK Madde 141 suçun temel şeklini, TCK Madde 142 nitelikli hallerini, TCK Madde 143 gece vakti işlenmesini, TCK Madde 144 daha az cezayı gerektiren halleri, TCK Madde 145 malın değerinin az olmasını, TCK Madde 146 kullanma hırsızlığını, TCK Madde 147 zorunluluk halini düzenlemektedir. Bu maddeler ile birlikte malvarlığına karşı suçlar açısından ortak hükümler niteliğindeki TCK Madde 167 şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılması gereken sebepleri, TCK Madde 168 etkin pişmanlık durumunu, TCK Madde 169 ise tüzel kişiler hakkındaki güvenlik tedbiri uygulamasını düzenlemektedir.

HIRSIZLIK SUÇUNUN TANIMI NEDİR?

Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesine göre hırsızlık suçu, “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak” eylemi olarak ifade edilmiştir. Hırsızlık suçunun konusu bir başkasının zilyetliğindeki taşınır bir maldır.

HIRSIZLIK SUÇUNUN MADDİ VE MANEVİ UNSURLARI NELERDİR?

Hırsızlık suçunun maddi unsurları,

  • Fiilin zilyedin rızası olmadan gerçekleştirilmesi
  • Suça konu taşınır malın bulunduğu yerden alınması

olarak sıralanmaktadır.

Hırsızlık suçunun manevi unsuru ise genel kastın yanında, “failin kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadı” şeklindeki özel kasttır.

HIRSIZLIK SUÇUNDA KORUNAN HUKUKSAL YARAR NEDİR?

Hırsızlık suçunda korunan hukuki yarar en geniş anlamıyla zilyetliktir. Hırsızlık suçu düzenlemesi, zilyetliği, malın bulunduğu yerden zilyedin rızasının dışında alınması şeklinde gerçekleştirilen fiile karşı koruma sağlamaktadır. Bununla birlikte öğretide bir görüş zilyetlik ile birlikte mülkiyet hakkına da bu düzenleme ile koruma sağlandığı görüşündedir.

Hırsızlık suçunun gerçekleşebilmesi için taşınır malın maddi değerinin olması gerekmez. Herhangi bir maddi değeri olmayan taşınır mallar da hırsızlık suçuna konu olabilir.

HIRSIZLIK SUÇUNDA UZLAŞTIRMA, ŞİKAYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI DÜZENLEMELERİ NASILDIR?

Bununla birlikte suçun TCK Madde 141’de belirtilen basit şekli uzlaştırma prosedürüne tabidir. Taraflar uzlaştırma aşamasında anlaşamazlarsa soruşturma veya kovuşturma kaldığı yerden devam edecektir.

Hırsızlık suçu şikayete tabi bir suç değildir. Şikayet olmadan da soruşturma başlatılabilir ve kamu davası açılabilir. Suçun basit halinde 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde şikayet yapılarak soruşturma başlatılabilir. Hırsızlık suçunda şikayetin arandığı tek istisna, TCK Madde 144’de ifade edilen suçun işleniş biçimidir.

HIRSIZLIK SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?

Hırsızlık suçunun TCK Madde 141’de belirtilen temel şeklinin dışında nitelikli halleri de bulunmaktadır. TCK Madde 142’de düzenlenen bu nitelikli hallerden, suçun;

142/1-a “Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında”

142/1-c “Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında”

142/1-d “Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında”

142/1-e “Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında”

İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun;

142/2-a “Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak”

142/2-b “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle”

142/2-c “Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak”

142/2-d “Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle”

142/2-e “Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle”

 142/2-f “Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak”

142/2-g “büyük veya küçük baş hayvan hakkında”

142/2-h “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında”

işlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

142/3 “Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

142/4 “Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.”

142/5 “Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.”

HIRSIZLIK SUÇUNDA CEZAYI ARTTIRICI VE AZALTICI NEDENLER NELERDİR?

Türk Ceza Kanunu’nun 143. maddesi, suçun gece vakti işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında arttırılacağını ifade etmektedir.

Bununla birlikte TCK Madde 144’e göre hırsızlık suçunun; paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde ve/veya bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, işlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Dikkat edilirse hırsızlık suçundan şikayete bağlı olarak soruşturma ve kovuşturma gerçekleştirilebilecek tek istisna TCK 144. maddedeki düzenlemedir.

TCK Madde 145’de ifade edildiği üzere malın değerinin az olması cezada indirim veya ceza verilmesine yer olmadığı sonucunu doğurabilecektir. TCK Madde 145 çerçevesinde, hakime önemli bir takdir yetkisi verilmiştir.

TCK Madde 146, kullanma hırsızlığını düzenlemiş olup, zilyedin rızası olmadığı halde, bir malı kullanmak ve sonra iade etmek amacıyla bulunduğu yerden alan kişi hakkında verilecek cezanın yarı oranında indirileceğini düzenlemektedir. Bu maddenin istisnası malın herhangi bir suçun işlenmesinde kullanılmış olması durumudur. Bu durumda TCK Madde 146’da ifade edilen indirim uygulanmayacaktır.

TCK Madde 147 ise zorunluluk halini düzenlemektedir. Buna göre suçun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre verilecek cezada indirim yapılabileceği gibihakim tarafından ceza vermekten de vazgeçilebilecektir.

MALVARLIĞINA KARŞI SUÇLARDA ORTAK HÜKÜMLER NELERDİR?

Türk Ceza Kanunu’nun 167, 168 ve 169. Maddeleri, malvarlığına karşı suçlar bölümü ile ilgili ortak hükümleri düzenlemektedir.

TCK Madde 167, şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepleri değerlendirmiş ve malvarlığına karşı suçlar bölümünde bulunan yağma ve nitelikli yağma suçları hariç olmak üzere diğer suçlar bakımından, haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmayacağını ifade etmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kanun koyucu, “Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir” ifadesini kullanmak suretiyle, bu suçlarda akrabalık ilişkilerinin derecesine göre cezada indirim düzenlenmiştir.

TCK Madde 168, etkin pişmanlık hükümlerini düzenlemiş, bu doğrultuda ilgili maddenin birinci fıkrasında “Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir”, ikinci fıkrasında “Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir”, üçüncü fıkrasında “Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir”, dördüncü fıkrasında “Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır”, beşinci fıkrasında “Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz” ifadelerini kullanmıştır.

Son olarak TCK Madde 169 ise, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması konusunu düzenleyerek “Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur” ifadesini kullanmıştır.

HIRSIZLIK SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

ANAHTARI ÜZERİNDE BIRAKILAN ARACIN ÇALINMASI

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2014/833 Esas 2015/98 Karar

Somut olayımızda olduğu gibi, mağdur kısa süreliğine işyerinin önüne kilitsiz olarak park etmiş olduğu motosikletin çalınması biçimindeki eylemin, TCK’nın 142/1-e maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğunu kabul etmemiz halinde, benzer şekilde mağdurun büfeden gazete almak için bir iki dakikalığına aracını cadde üzerinde çalışır vaziyette bırakmasından yararlanılarak çalınması biçimindeki eylemin, yerleşik uygulamaya göre TCK’nın 141/1. maddesi kapsamında basit hırsızlık kabul edilmesi karşısında, bu çelişkinin kabul edilmesi veya yasaya uygun bir gerekçeyle izahının mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında kontak anahtarı üzerinde bırakılmış veya unutulmuş ya da çalışır şekilde açıkta bırakılmış aracın çalınması biçimindeki eylemlerinin anılan madde kapsamında basit hırsızlık suçunu oluşturduğunda tartışıma söz konusu değildir.

HIRSIZLIK SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK ZARARIN GİDERİLMESİ HALİ

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2015/53 Esas 2015/129 Karar

Sanığın aynı işyerinde birlikte çalıştığı katılana ait 350 Lira değerindeki cep telefonunu içindeki sim kart ve hafıza kartıyla birlikte çaldığı, işten ayrılması nedeniyle bulamadığı sanığın telefonu çaldığını katılanın tespit ettiği, olaydan yaklaşık 1,5 ay sonra katılanın iş arkadaşının tesadüfen otobüs durağında görüp polise ihbarıyla yakalanan sanığın suçunu ikrar ettiği, telefonu sattığını, sim kartını attığını, hafıza kartını ise evde sakladığını, pişman olduğunu beyan etmesi üzerine kolluk görevlilerinin sanığın telefonu sattığını belirttiği işyerinde çalışan Abit’in sanıktan telefon satın aldığını hatırlamadığını, buna ilişkin kayda rastlamadığını belirtmesi nedeniyle telefonun ele geçirilemediği, hafıza kartının ise; sanığın beyanı üzerine annesinin evden alıp getirerek iadesinin sağlandığı olayda; her ne kadar sanığın ikrarı ve beyanı üzerine katılana iade edilen hafıza kartı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında kısmi iade şartlarının gerçekleştiği ileri sürülebilir ise de; çaldığı cep telefonunu satan, sim kartını atan ve ancak olaydan yaklaşık 1,5 ay sonra tesadüfen görülerek yakalandığında hafıza kartının evde olduğunu söyleyerek teslimini sağlayan sanığın iadesiyle katılanın zararının tamamen veya mümkün olduğunca aza indirilmek suretiyle tazmin edilmediği, iadenin katılanı tatmin edecek miktarda olmadığ, zira hafıza kartı teslim edilmesine rağmen duruşmada zararının karşılanmadığını ve karşılanmasını istediğini beyan eden katılanın bu teslimi zararının bir nebze de olsa karşılanması olarak değerlendirmediği, diğer taraftan sanığın dile getirdiği pişmanlığını dış dünyaya yansıtan bir davranışının da bulunmadığı, katılanın arzuladığı şekilde zararını giderme yönünde bir çabasının olmadığı anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanma koşullarının somut olayda gerçekleşmediği ve anılan maddenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasının isabetli olmadığı anlaşılmaktadır.

HIRSIZLIK SUÇUNDA TEŞHİS İŞLEMİ

YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ 2011/29618 Esas 2013/1271 Karar

Aşamalarda yüklenen suçu kabul etmeyen sanık hakkında, müştekinin kovuşturma aşamasında, teşhisten önce polislerin cep telefonunda sanığın resmini gösterdiklerini ve sanığın yanına teşhis işlemi sırasında konulan diğer üç kişiyi de nezarete giderken gördüğünü beyan etmesi nedeniyle yasaya uygun olmayan bir biçimde yapıldığı anlaşılan teşhis işlemi dışında, sanığın yüklenen hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş…

HIRSIZLIK, YAĞMA, MALA ZARAR VERME

YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ 2012/11138 Esas 2012/13211 Karar

Hırsızlık amacıyla park halinde bulunan kapıları kilitli aracın kapısını zorlayarak açıp, bıçak yardımıyla teybi çıkartan ve başlığını ön sağ koltuk üzerine bırakan sanığın, duydukları gürültü üzerine yakınıcıların aracın yanına gelmeleri üzerine teyp başlığı ve teybi aracın sağ ön koltuğunda bırakarak kendisini yakalamak isteyen yakınıcılara bıçak sallayıp olay yerinden kaçmaktan ibaret eyleminin hırsızlığa teşebbüs, mala zarar verme ve silahla tehdit suçlarını oluşturduğu gözetilmelidir.

HIRSIZLIK SUÇUNUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2014/19325 Esas 2015/23999 Karar

Tüm dosya içeriğinden, hırsızlık olayının gece saat 03:07 sıralarında gerçekleştiğinin, anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi gereğince gece vakti işlendiği ve aynı Yasa’nın 143/1. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

Sanığın beyanlarında, hırsızlık eylemini gerçekleştirirken, tanınmamak için yüzlerini eşarp ile kapattıklarını belirtmesi karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-f maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 142/1-b maddesi gereğince uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş…

KAMU YARARINA VEYA HİZMETİNE TAHSİS EDİLMİŞ EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2015/8082 Esas 2015/9435 Karar

Sanıkların Seyit Ali İlköğretim Okulunun bahçesindeki yapının çatı saclarını çalmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK’nın 142/1-a maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu halde, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek anılan Kanun’un 141/1. maddesi gereğince uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş…

ÇALINAN MALIN DEĞERİNİN AZ OLMASI

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2014/20149 Esas 2016/505 Karar

Suça sürüklenen çocuğun diğer suça sürüklenen çocuklarla birlikte Çocuk ve Gençlik Merkezi Müdürlüğünün giriş merdiven basamaklarında bulunan 2 adet pirinç halı sabitleyici çubuğu çalması şeklinde gerçekleşen eylemde, TCK’nın 145. maddesinin uygulama koşulları bulunduğu halde uygulanmayarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş…

HIRSIZLIK SUÇUNDA ZORUNLULUK HALİ

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2014/850 Esas 2015/128 Karar

Ancak burada 5237 sayılı TCK’nın 147. maddesinde düzenlenen “ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için hırsızlık suçunun işlenmesi” hali ile 145. maddede öngörülen “değer azlığı” kavramı karıştırılmamalıdır. 145. maddede öngörülen değer azlığı ile zorunluluk halini düzenleyen 147. maddenin uygulanma şartları birbirinden farklı olup, 147. maddenin ayırıcı ölçütü hırsızlığın ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için yapılmasıdır. Burada hırsızlığın konusu olan malın değerinin az veya çok olmasının herhangi bir önemi yoktur. Örneğin ölümcül bir hasta için eczaneden çok pahalı bir ilacın çalınması söz konusu olabilir. Buradaki ölçü değer değil, ağır ve acil bir ihtiyaç için bu malın çalınmasıdır.

Av. Arb. Onur GÜNEŞ

Detaylı bilgi ve sorularınız için iletişime geçiniz.