1. Yeni Bir Eğilim: Menajerleri Sözleşmeye Dahil Etme Baskısı

Son dönemde yapım şirketlerinin, sanatçılarla yaptıkları sözleşmelere menajerleri de GARANTÖR gibi dahil etmeye çalışması dikkat çekiyor. Sözleşmelerde yer alan “menajer taahhüt eder”, “menajer garantördür”, “menajer, sanatçının edimlerini teminat altına alır” gibi ifadeler, menajeri yalnızca temsilci olarak değil, adeta bir kefil gibi konumlandırmayı amaçlıyor. Bu durum, menajerlik ilişkisinin özüne ve Türk hukuk sistemine aykırı bir yaklaşımı yansıtıyor.

Menajer, sanatçının kararlarını yönlendirebilir, teklifleri filtreleyebilir, sözleşmeleri organize edebilir; fakat nihai kararı sanatçının kendisi verir. Sanatçının bir sözleşmeyi ihlal etmesi, sette huzursuzluk çıkarması, işini aksatması gibi durumlar menajerin doğrudan kontrol alanı dışındadır. Hal böyleyken, menajeri sanatçının fiillerinden sorumlu tutmak ne adil ne de hukukidir.

Yapımcılar açısından bu yaklaşım belki bir “emniyet sübabı” gibi görülüyor olabilir. Ancak sözleşme hukukunda bu tür sorumlulukların yüklenebilmesi için çok açık, özgür iradeye dayanan ve yazılı olarak kabul edilen bir taahhüt gerekir. Oysa menajerlerin büyük kısmı bu tür ifadeleri, sektörde ilişkilerini zedelememek, temsil ettikleri kişiye karşı mahcup olmamak adına mecburen kabul ediyor; bu da eşitsiz bir sözleşme ilişkisi doğuruyor.

Bu uygulama yalnızca bireysel ilişkileri değil, menajerlik mesleğinin kurumsallaşmasını da tehdit ediyor. Menajerlik faaliyetinin sınırları belirsizleştikçe, meslek profesyonelleri görev tanımları dışında sorumluluklar üstlenmek zorunda kalıyor. Bu da sektör içindeki hukuki güvenliği zedeliyor.


2. Temsil Yetkisi ve Sorumluluğun Sınırı: Borçlar Kanunu Ne Diyor?

Türk Borçlar Kanunu (TBK), temsil ilişkisini ve temsilcinin sorumluluğunu oldukça net biçimde tanımlar. TBK m.40’a göre, bir kişi, bir başkası adına ve onun hesabına işlem yaparsa, temsil edilen kişi doğrudan borçlu ve alacaklı olur. Bu çerçevede, temsilci sıfatıyla işlem yapan kişi, işlemin hukuki sonuçlarından kendi adına değil, temsil ettiği kişi adına sorumludur.

Bir başka deyişle, menajer sanatçı adına yapılan görüşmeleri yürütürken, sanatçının bilgisi ve onayı dahilinde hareket eder. Ancak sanatçının sözleşmeye aykırı davranışı durumunda, menajerin sorumluluğu doğmaz. Bu sorumluluk doğrudan sanatçıya aittir; çünkü sözleşme ilişkisi onun şahsına bağlıdır ve fiilî ihlaller menajerin kontrolünde değildir.

Herhangi bir kişinin başkasının fiilinden sorumlu tutulabilmesi için ya kanunen bir sorumluluk ilişkisi olması ya da kişinin açıkça o fiilin gerçekleşmesini garanti altına alması gerekir. Oysa menajerlik faaliyetinde böyle bir sorumluluğun doğması için bir neden yoktur. Menajer yalnızca “aracı” sıfatı taşır; sözleşmenin asli tarafı değildir.

Ayrıca TBK m.81’de belirtildiği üzere, borcun ifası borçlunun şahsına bağlı değilse, başkası tarafından da yerine getirilebilir. Ancak sanatçının sahneye çıkması, rol oynaması, belirli bir performansı sergilemesi gibi edimler doğrudan şahsa bağlı borçlar olup bizzat sanatçının yükümlülüğündedir. Bu borçların ifasında bir eksiklik ya da ihlal varsa, bu da yine yalnızca sanatçıyı bağlar.


3. Menajerlik Sözleşmeleri ve Temsilde Açık Sınırlar

Menajerlik sözleşmeleri genellikle TBK m.502 ve devamında düzenlenen vekâlet ilişkisi kapsamında değerlendirilir. Menajer, sanatçının mesleki işlerini yürüten ve onun adına karar süreçlerini organize eden vekil konumundadır. Bu ilişki, güven temelli bir temsil ilişkisi olup, hukuken “garantörlük” ya da “kefalet” gibi ağır sorumluluklar yüklemez.

Menajerlik sözleşmeleri hazırlanırken, menajerin görev tanımı çok açık ve sınırları net şekilde belirtilmelidir. Özellikle sözleşmelere, “menajer yalnızca sanatçıyı temsil eder; sanatçının fiilî davranışlarından doğacak hiçbir yükümlülüğü üstlenmez” yönünde ifadeler eklenmelidir. Bu tür bir düzenleme, olası bir uyuşmazlık halinde menajeri koruyucu işlev görür.

Menajerin temsil ettiği sanatçının yaptığı bir sözleşmeye aykırı davranması, TBK anlamında vekilin kusuru sayılmaz. Vekilin sorumlu tutulabilmesi için ya yetkisini aşmış olması ya da ağır ihmali veya kastı bulunması gerekir. Örneğin, menajer, sanatçının hiç gitmek istemediği bir projeyi onun adına gizlice kabul ederse, bu durumda temsil yetkisini kötüye kullanmış olur. Ancak sanatçının sete geç gelmesi, projeyi keyfi şekilde terk etmesi gibi davranışlar tamamen sanatçının iradesine bağlıdır.

Bu noktada, sektörel sözleşmelerde yer verilen “menajer sorumludur” gibi hükümler, TBK’daki genel hükümlere aykırılık taşır ve menajer açısından ciddi bir risk oluşturur. Bu yüzden menajerler bu tür ifadeleri kabul etmeden önce mutlaka hukuki danışmanlık almalı ve gerektiğinde bu hükümleri müzakere etmelidir.


4. Sektörel Baskılar ve Mesleki Değersizleşme Tehlikesi

Sektörde giderek artan bu eğilim, yalnızca bireysel menajerlerin değil, tüm menajerlik mesleğinin hukuki ve mesleki statüsünü tehdit etmektedir. Yapımcıların sözleşmelere bu tür maddeleri sistematik biçimde eklemeye çalışması, menajerliği bir tür “teminat” ya da “sigorta sağlayıcı” gibi konumlandırmakta. Bu ise menajerlerin görev tanımını aşar ve onları haksız bir risk altına sokar.

Özellikle genç ya da sektörde yeni olan menajerlerin bu baskılara karşı direnç göstermesi zor olabilir. Temsil ettiği kişiye para kazandırma baskısı altında bu tür hükümleri kabul eden menajerler, daha sonra hukuki açıdan çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşabilir. Bu durum, menajerlik mesleğini zayıflatır ve sektör içindeki dengenin yapımcı lehine bozulmasına yol açar.

Bu bağlamda meslek örgütlerinin, sendikaların ve hukukçuların konuya dikkat çekmesi, menajerlerin bilgilendirilmesi ve güçlendirilmesi önem arz etmektedir. Menajerlik, sanatçının profesyonel yolculuğunu yöneten, stratejik kararları organize eden ve yaratıcı süreci destekleyen önemli bir roldür. Bu rolün, “taahhüt veren garantör” gibi algılanması menajerlik mesleğinin işlevini değersizleştirir.

Son olarak, sektördeki tüm tarafların, her profesyonelin rolüne ve sorumluluk sınırına saygı göstermesi gerekir. Yapımcı, sanatçı ve menajer üçgeninde sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler ancak bu sayede kurulabilir.

Opus Legal bu tip sözleşmelerde uzman ve deneyimli bir hukuk bürosudur.

Detaylı bilgi ve sorularınız için iletişime geçiniz.